İslami Hacamat
En Kısa Tanımıyla Hacamat Nedir ? Ne işe Yarar ?
Hacamat vücutta birikmiş kirli kanların dışarıya atılması işlemidir. Oldukça kolay ve basit bir yöntem olan hacamat ile vücudunuz daha zinde bir hale gelir. Hacamat hakkında daha fazla bilgi edinmek için merkezimizi ziyaret edebilirsiniz.
Hacamat Hakkında Daha Fazla Bilgi

İLGİLİ HADİSLER

Anasayfa » İLGİLİ HADİSLER

Sizin tedavi olmak için başvuracağınız en iyi çare Hacamattır.

(Nesei)

Cabir(r.a)dan Peygamber Efendimiz(s.a.v) Şöyle buyurmuştur:

Eğer kullandıklarınızda bir hayır varsa veya hayır olacaksa bu kan aldırmakta bal şerbetinde ve ateşle dağlanmakta olur. Fakat ben dağlanma ile tedaviyi yasaklıyorum. “Kan aldırma yollarının en güzeli hacamattır. (yahut hacamat sizin en iyi tedavi yollarınızdır)” (Buhâri, Tıb 13; Müslim, Musakat 62, 63; Ebû Dâvûd Nikâh 26, Tıb 3)

Hacamat ücreti helaldir: (Müslim; 1577)

Hacâmatın vakti, her ayın 17, 19 ve 21. günleridir (Müslim; 1202, 1577, Tirmizi; 2126, İbn Mace; 3479, 3486, Ebu Davud; 3861)

Ebu Kesbe el-Enmari radiyallahu anh anlatiyor: “Resulullah aleyhissalatu vesselam basindan ve iki omuzu arasindan hacamat olur ve: “Kim bu kandan akitirsa, herhangi bir hastalik için, bir baska ilacla tedavi olmasa da zarar gormez!” buyururdu.” Ebu Davud, Tibb 4, (3859); Ibnu Mace, Tibb 21, (3484).

Muhammed bin Abdullah ‘ Her kim ayın on yedi on dokuz ve yirmi birinci günlerinde kan aldırırsa kan hücumundan dolayı meydana gelen bir çok hastalıklardan şifa bulur.’ buyurmuşlardır. E. Davud Tıp H. 3861; Tirmizi Tıp H. 2051

Ameller niyetlere göre değer kazanır. Sünnete uymak niyetiyle ve bize emanet olan vücudumuzun sağlığına kavuşması için yaptırdığımız hacamat bir ibadet değeri taşır. Çünkü ibadetlerimizi ve diğer görevlerimizi ancak sağlıklı bir bedenle tam olarak yerine getirebiliriz.

Peygamberimiz (s.a.s)’in yaptığı ve yapılmasını tavsiye ettiği işlerin şüphesiz bir anlamı ve hikmeti vardır. Onun hayatı bizim için örnektir: “Andolsun Allah’ın Resulu’nde sizin için Allah’ı ve ahireti arzu eden ve Allah’ı çok anan kimseler için (uyulacak) en güzel bir örnek vardır” (el-Ahzâb, 33/21).

Mirac gecesinde yanından geçtiği bir melek grubunun Peygamberimize: “ümmetine hacamatı emret!” diye söylediğini Abdullah b. Abbâs (r.a) rivayet etmektedir (Ali Nâsıf, et-Tâc, III, 203).

Hz. Peygamber (s.a.s) bizzat kendisi Ebû Taybe adında bir Haccâm’a hacamat yaptırmış ve başından kan aldırıp haccâma ücretini ödemiş ve şöyle buyurmuştur: “Kan aldırma yollarının en güzeli hacamattır. (yahut hacamat sizin en iyi tedavi yollarınızdır)”(Buhâri, Tıb 13; Müslim, Musakat 62, 63; Ebû Dâvûd Nikâh 26, Tıb 3).

Hz. Peygamber (s.a.s) ihramlı iken hacamat yaptırmıştır (Buhârî, Savm, 22; Müslim, Hac 87, 88; Ebû Dâvûd Menâsik 35). İhramlı iken saç kestirmemek şartıyla hacamatın caiz olduğu hususunda âlimler arasında görüş birliği vardır. Aynı şekilde Hz. Peygamber (s.a.s) oruçlu iken de hacamat yaptırmıştır. Yani kan aldırmıştır (Buhârî, Tıb II; Ebû Davûd, Siyâm 29).

Ebu Kesbe el-Enmari radiyallahu anh anlatiyor: “Resulullah aleyhissalatu vesselam basindan ve iki omuzu arasindan hacamat olur ve:

“Kim bu kandan akitirsa, herhangi bir hastalik için, bir baska ilacla tedavi olmasa da zarar gormez!” buyururdu.” Ebu Davud, Tibb 4, (3859); Ibnu Mace, Tibb 21, (3484).

Nâfi (r.a)’den rivayet edildiğine göre İbn Ömer (r.a) (Kendisine): Nâfi, kan (fazlalaşmak suretiyle) beni yedi. Bunun için sen bana bir hacamatçı getir ve genç bir hacamatçı seç. Ne yaşlı ne de çocuk hacamatçı seçme demiştir.

Nâfi der ki; İbn Ömer (r.a) şöyle dedi: Ben, Resulullah (s.a.s)’den şu buyruğu işittim: “Hacamat olmak aç karnına daha faydalıdır. Hacamat olmak aklı ve hıfzetme (ezberleme) gücünü arttırır. Hâfız olanın da hıfzetmek kabiliyetini kuvvetlendirir. Artık kim hacamat olmak isterse Allah’ın ismini anarak perşembe günü hacamat olsun ” (İbn Mâce, Kitâbu’t-Tıb, 22).

İbn Hacer Buhârî şerhindeki Hacamat bölümünde özetle şu bilgiyi verir: Buhârı, Sahîhinde “Hangi saat hacamat olur” başlığı altında bir bâb açmış ve burada Ebû Mûsa’nın geceleyin hacamat olduğuna dair bir eseri ile Hz. Peygamber (s.a.s)’in oruçlu iken hacamat olduğuna dair İbn Abbâs (r.a)’ın bir hadîsini rivayet etmiştir.

İbn Hacer bununla ilgili olarak şöyle der: Hacamat olmak için uygun vakitler hakkında birkaç hadis vârid olmuş ise de hiçbiri Buhârî’nin sözkonusu ettiği şarta uygun değildi. Bana öyle geliyor ki: Buhârî hacamat işinin ihtiyaç olduğu zaman yapılabileceğine ve bunun belirli bir vakte bağlı olmadığına işaret etmek istemiştir. Çünkü hacamat işinin geceleyin yapıldığını ve Hz. Peygamber (s.a.s)’in oruçlu iken hacamat olduğuna dair hadîsi rivayet etmiştir.

Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: Resulullah aleyhissalatu vesselam, boynunun iki tarafindaki damarlari ile iki omuzun arasindaki damardan hacamat olurdu.” Ebu Davud, Tibb 4, (3860); Tirmizi, Tibb 12, (2052); Ibnu Mace, Tibb 21, (3483).

Hz. Ali radiyallahu anh anlatiyor: “(Bir gun) Cebrail Resulullah aleyhissalatu vesselam’a, Ahdaayn (boynun iki tarafindaki damar) hizasindan ve kahilden (iki omuzun arasi) hacamat olma emrini getirdi.”

Tirmizi su ziyadede bulunur: “(Resulullah aleyhissalatu vesselam) ayin onyedisinde, ondokuzunda ve yirmi birinde hacamat olurdu.” Tirmizi, Tibb 12, (2052).

Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: “Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Kim hacamat olmak isterse, ayin 17 veya 19 veya 2l’ini arasin. Sakin, kan fazlalasmak suretiyle birinize galebe calip onu oldurmesin.”

Sahiheyn’de gelen bir rivayette şöyle denir: “Resulullah aleyhissalatu vesselam hacamat olur, kimseye ucretinde zulmetmezdi.” Buhari, Icare 18; Muslim, Selam 77, (1577).

Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: “Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Haccm ne iyi kuldur; (fazla) kani giderir, beli hafifletir, gozu parlatir.”

Ibnu Abbas der ki: “Resulullah aleyhissalatu vesselam Mirac gecesinde, meleklerden murekkeb bir cemaate her ugrayisinda: “Hacamat olmaya devam et! Ummetine de hacamat olmalarini emret!” derlerdi.” Tirmizi, Tibb 12, (2054).

Ebu Bekre radiyallahu anh’tan anlatildigina gore, bu muhterem sahabi, ailesini sali gunu hacamat olmaktan men ederdi. Derdi ki: “Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Sali gunu kan gunudur. O gunde bir saat vardir, kan durmaz.” Ebu Davud, Tibb 5, (3862).

Hz. Enes radiyallahu anh anlatýyor: “Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Mirac sirasinda yanlarindan gectigim her cemaat bana mutlaka “Ey Muhammed! Ummetine hacamat olmalarini emret!” demistir.”

Hz. Cabir radiyallahu anh anlatýyor: “Resulullah aleyhissalatu vesselam (bir keresinde) atindan bir hurma kutugu uzerine dusmus ve ayagi cikmisti.”

Ravi Veki’ der ki: “Yani Resulullah aleyhissalatu vesselam, bir incinmeden dolayi ayaginin ustunden hacamat ettirmistir.”

”İbn-i Abbas , Peygamber efendimizin şöyle dediğini nak leder:”Kan alan kişi ne iyidir.Kan almak fazla kanı dışarı atıyor , Sulvün yükünü hafifletiyor ve gözleri kuvvetlendiriyor.”

Ibnu Omer radiyallahu anhuma (azadlisina): “Ey Nafi bana kan galebe caldi, benim icin bir haccam getir, getirecegin haccam genc olsun, yasli veya cocuk olmasin” dedi. Devamla Ibnu Omer dedi ki: “Ben Resulullah aleyhissalatu vesselam’in: “Ac karnina hacamat olma idealdir, (onda sifa ve bereket vardir) akli artirir. Hafizayi guclendirir. Hafiz olmak isteyenlerin hifzetme kabiliyetini artirir. Hacamat olmak isteyen Allah’in adiyla persembe gunu hacamat olsun. Cuma, cumartesi, pazar gunlerinde hacamat olmaktan kacinin. Pazartesi ve Sali gunu de hacamat olunuz. Carsamba gunu hacamat olmaktan kacinin: Cunku o, Eyyub aleyhisselam’in belaya dustugu gundur. Cuzzam ve alaca hastaligi da sadece carsamba gunu veya carsamba gecesi zuhur eder” dedigini isittim.”

Peygamber Efendimiz (S.A.V.) 14 asır önceden ümmetine hacamatı (kan aldırmayı) tavsiye ediyor ve bunun çeşitli hastalıklara faydalı olduğunu şu şekilde bildiriyor:

“Hacamat, bütün hastalıklara şifâdır. Aman hacamat olun.”

“Tedavi olduğunuz şeylerin en hayırlısı hacamattır.”

“Tedavi olduğunuz şeyler arasında, şunlarda şifâ vardır: Hacamat, bal şerbeti ve dağlama. Lâkin ben dağlamayı sevmem.”

“Aç karnına hacamat daha iyidir. Bunda şifâ ve bereket vardır. Akıl ve hafızayı ziyade eder.”

“Baştan hacamat olmak, eğer sahibi niyet ederse, yedi derde şifâdır: cinnet, baş ağrısı, cüzzam, baras, uyuklama, diş ağrısı, baş dönmesi.”

“Sıcağın şiddetinden, hacamatla korununuz. Zira sıcakta kan yoğunlaşır da adamı hasta eder, hattâ öldürür.” (Râmûz el-Hadîs’ten)

Son hadîs-i şerifte, sıcakta kanın yoğunlaşacağı bildirilmiştir ki, bu durum su kaybı ile gerçekleşir. Bugün tıp, kanın yoğun olduğu polisitemia vera hastalığında kan almayı, bir tedavi şekli olarak kabul eder. Bu hastalıkta, diğer hadîste geçen başağrısı, başdönmesi, halsizlik ve fenalık hissi gibi şikâyetler vardır.

Peygamberimiz “damardan veya deriden kan aldırmak,tedavi olduğunuz şeylerin en faydalılarındandır.”(1) buyurmuştur.

Daha öncede kısaca açıkladığımız üzere yaşamımızda sağlığımızın merkezi konumunda olan kanımız kendine has muhteşem özellikleri ile sağlığımızın kalitesi hakkında çok kısa bir zaman içinde önemli oranda fikir sahibi olmamızı sağlamaktadır.

Yine peygamberimiz”üç şeyde şifa vardır .Bal şerbeti içmekte,kan aldırmakta ve kızgın bir aletle dağlama yaptırmakta. Fakat ben dağlama yaptırmayı sevmem.”(2) buyurmuşlardır.

Şu anda da günümüzde burun kanamaları için kulak burun boğaz uzmanları ilaçlara cevap vermiyorsa burunun hemen ön kısmında kanamaya sebebiyet veren alanı koterle yakmaktadırlar .Cilt hastalıklarında ,kadın hastalıklarında da halen kullanılmakta olan koterle yakma işlemi günümüzde bir tedavi alternatifi olarak kullanılmaktadır. Peygamberimizin dağlamayı sevmem demesi ağrı yapmasına ve o dönemde dağlamanın gelişigüzel ve çok sıkça kullanılmaya başlanılmasından ileri gelmektedir.

Peygamberimizin hizmetlilerinden Selma (r.a) demiştir ki: “Her kim peygamberimize başındaki bir ağrıdan şikayet etti ise Rasulullah ,ona:”kan aldır!” buyurmuştur. Her kim de ayaklarındaki bir ağrı veya yaradan şikayet etti ise ,ona da :”ayaklarına kına yak! “ (3) buyurmuşlardır.

Peygamber efdendimizin bir çok yerde durumun gerektirdiği oranda başından kan aldırdığı , ihtiyaç duyduğu kadarda vücudunun diğer yerlerinden kan aldırdığı sabit olmuştur.Çene altından kan aldırmak diş , boğaz ağrılarına zamanında kullanıldığı taktirde fayda sağlar , başı ve el ayalarını fazla kandan arındırır.Ayağın üst kısmından kan aldırmak , topuğa yakın olan ana damarı keserek kana akıtmanın yerine geçer , uyluk ve baçaklardaki yaralara , kadınlarda görünen kaşıntı ve adet kesilmesine yarar sağlar.Göğüs altından kan aldırmak uyluktaki çıbanlara , uyuza , sivilcelere , nigris’e,basurlara , fil hastalığına ve sırttaki kaşıntılara faydalıdır.

Amerika’lı bir profesör hastalıkların %90’ının kanın temizlenilmesi ile tedavi edilebileceğini iddia etmiştir .Kanın temizlenmesi ile bu denli hastalıklara karşı başarılı sonuç alınması konunun önemini ortaya çıkarmaktadır. Özellikle psikiyatrik rahatsızlıklarda önemi tahmin edilenin çok üzerindedir. Çağımızın hastalığı haline gelmiş ve son yıllarda çok fazla miktarda görülmeye başlanılmış depresyon tedavisinde kanın temizlenilmesi ile muhteşem derecede olumlu etki alınabilmektedir. Depresyonda beyin hücreleri olan nöronların birbirlerine bağlantı yaptıkları sinaptik aralıklarda seratonin, adrenalin ,noradrenalin ve dopamin gibi hormonların geçiş hızında bozulma olmaktadır. Bu bozulmaya bağlı olarak enerji kaybı,yorgunluk,umutsuzluk,karar vermede güçlük,unutkanlıkla seyreden ve daha ağırlaşmış safhalarında insanları intiharlara kadar götüren depresyon rahatsızlığı gelişmektedir. Burada kanın kirliliğinin büyük önemi vardır. Depresyon tedavisi uyguladığım hastalarımda gözlemlediğim çok önemli bir gerçek var. Bu hastalarımın kanlarını vermelerini sağladığımda ve kendilerine kan temizleyici sebze ve bitkiler,bazı baharatlar önerdiğimde ilaçlara ihtiyaçları bir süre sonra ortadan kalkmaktadır. Neşeleri yerine gelmekte ,vücutlarındaki yorgunluk,ruhlarındaki umutsuzluk yok olmaktadır. Bu bitki ve baharatlara uzun süre ve düzenli bir şekilde devam etmeleri olağanüstü sonuçlar elde etmelerini sağlamaktadır.

Sağlığımızı etkileyen bir çok rahatsızlıklar aslında zihinseldir. Kanın temizlenilmesi ile belirgin bir değişim meydana gelir .İnsanın sağlıklı düşünebilme özelliği gelişir ve zihni muhteşem bir devrim yaşar.

Süreklilik arz eden kronikleşmiş bir çok hastalıklarda;migren,romatizma,mide barsak rahatsızlıkları ,el ve ayaklarda üşüme,şeker hastalığı,karaciğer yetersizliği,zihinsel ve ruhsal bir çok hastalıklarda,böbrek hastalıklarında kan vermenin faydaları belirgindir.

Kan seviyesi düşük anemik ve hemofilili hastaların kan vermelerinin uygun olmadığını da belirtmekte yarar var. Kan vermeye karar verildiğinde bir tahlil yaptırarak kişiler vücut kan seviyelerinin kan vermeye elverişli olup olmadığını kısa bir zaman içinde öğrenebilirler .En son kararın bir tıp doktorunun muayenesinden geçildikten sonra verilmesinin uygun olacağını özellikle belirtmekte yarar görüyorum.

Peygamberimiz ‘ Her kim ayın on yedi on dokuz ve yirmi birinci günlerinde kan aldırırsa kan hücumundan dolayı meydana gelen bir çok hastalıklardan şifa bulur.’ (4)buyurmuşlardır.

Ayrıca yine ‘Ayın on beş on yedi , on dokuz ve yirmi birinci günleri kan aldırınız ! Zira bu günlerde kan hücuma geçerek sizden birilerinizi öldürmesin.’ buyurmuşlardır.

İbni Sina, ‘el kanun fi‘t Tıbb’( Tıbbın Kanunu) isimli meşhur eserinde bu hadislerle ilgili olarak şu şekilde görüş belirtmektedir. “Arabi ayların başında kan aldırmak tavsiye edilmez. Çünkü vücuttaki sıvı maddeler ayın ilk günlerinde fevkalade çok ve hareketli değildir. Çünkü bu günlerde sıvı maddelerin seviyesi düşüktür. Dolunay günlerinde ise ayın çekim gücünün artması sebebiyle vücuttaki sıvı maddeler hem çoğalmış hem de hareketlenmiştir. Bu sebeple bu günlerde alınan kan kişiye zarar vermez”.

Zamanımızın tıp ve ilim adamları, hacamatın daha birçok yararlı ve tedavi edici tesirinin bulunduğunda ittifak halindedir.

(1) Bağdadi s. 45; E. Nuaym vr. 35 b.
(2) Buhari Tıp 7/12, İ. Mace Tıp H. 3491, Müsned 1/246
(3) E. Davud Tıp 3858, Tirmizi Tıp H. 3502
(4) E. Davud Tıp H. 3861; Tirmizi Tıp H. 2051

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Ziyaretçilerimiz tarafından yapılan yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZIN

Bu konu hakkındaki görüşünüzü belirtmek ister misiniz?